Hatay’da deprem sonrası ‘işkence’ davası: 13 jandarma hakim karşısına çıktı

Hatay’da 6 Şubat sarsıntılarından sonra gözaltına alınan Ahmet ve Sabri Güreşçi kardeşlere yönelik işkence tezleriyle ilgili açılan davada, 13 jandarma görevlisi hâkim karşısına çıktı. Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, müştekiler ve sanıklar hazır bulundu.

Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, dönemin Altınözü İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görev yapan sanüreşçi kardeşleri Altınözü Büyükburç Mahallesi’ndeki çadırlarından gözaltına aldığı belirtildi. İddianamede, gözaltı sırasında Ahmet Güreşçi’nin ağır azap sonucu hayatını kaybettiği, kardeşi Sabri Güreşçi’nin ise önemli şekilde yaralandığı tabir edildi. Sanıklar hakkında ”işkence sonucu ölüme neden olma” ve ”“işkence sonucu vücutta kemik kırılmasına neden olma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 18’er yıla kadar mahpus cezası istendi.

Duruşmaya 13 sanıktan ikisi salonda, başkaları ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada birinci olarak sanıklar dinlendi.

Sanık Adil Eşme, gözaltı süreçlerini savcının talimatıyla gerçekleştirdiklerini, Ahmet ve Sabri’nin anne ve babasının bahçede olduğunu, bir bayanın üzenlerin köpek saldığını belirterek, elektrik kesintisi nedeniyle karakoldaki kameraların çalışmadığını ve hastanelerdeki yoğunluk yüzünden darp raporu alınamadığını söyledi. Ahmet ve Sabri Güreşçi’yi aldıklarında vücutlarında darp izleri bulunduğunu öne sürdü. Adil Eşme, mahkeme liderini “20 saat boyunca hiç elektrik yok muydu” sorusuna ise “Elektrik konusunda bilgim yok, biz alırken darp edilmişlerdi. Bir de araçta kafasını demire vurdu” dedi.

Sanık Ahmet Bakır, “Olay günü etraf emniyetinde görevliydim. Konuşmaları duymadım fakat üzerimize köpek saldılar, Eren Karadeniz bir el ateş etti. Akrabaları direnç etti, vermek istemedi. Direnci kırıp şahısları araca bindirdik. Karakola götürürken kafasını demire vurdu. Ayrıyeten biz konutta aldığımızda görünen yerlerinde darp izleri vardı” dedi. Bakır, Güreşçi kardeşlerin ”tekel bayi yağmaladıkları için vatandaşlarca darp edildiğini” argüman ederek, azap suçlamalarını reddetti. Bakır ayrıyeten, karakoldaki kamera görüntülerinde yer alan ”boğaz kesme” işaretini ”nefes alamıyor” manasında yaptığını savundu.

Aynı gün gözaltına alınan ve Güreşçi kardeşlerin darp edildiğine ait tanıklık eden Şahan ailesinin jandarmaya hasımlığı olduğunu iftira attığını ileir süren Ahmet Bakır, “Şahan ailesi suç makinesi üzere hata işleyen bir aile. İftira atıyorlar, suçlamaları kabul etmiyoruz. Bu beşerler üzerinden uyuşturucu kullanımı aparatı çıktı, uyuşturucu tesiriyle ya da içemediği için agresifleşmiş olabilir” sözlerini kullandı.

Sanık Erhan Karadeniz, gözaltına alma sırasında kendilerine direnç gösterildiğini, bu nedenle havaya ateş açtığını belirtti. Güreşçi kardeşlerin gözaltına alınırken darp izleri bulunduğunu ileri sürdü.

Diğer sanıklar da Güreşçi ailesinin ve tanıkların jandarmaya iftira attığını öne sürerek üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmedi.

MÜŞTEKİLERİN BEYANLARI

Müşteki Sabri Güreşçi, gözaltına alındıkları sırada ağır biçimde darbedildiklerini belirterek, ”Araçta kafamı iki koltuk ortasına sıkıştırdılar. Ben ‘suçumuz ne komutan’ dedikçe copla vurdular. Erhan denen kişi bize etmediğini bırakmadı. Bize copla vurdu. Bizi ellerimizi geriden tutarak karakolun önüne yere fırlattılar. ‘Bizi niçin dövüyorsunuz söyleyin’ dedikçe vurdular. Bir tanesi 5 litrelik şişelerde soğuk su getirip üzerimize döktü. Biri vurdu, biri copladı. ‘Komutanım niçin dayak yiyoruz’ dedikçe, ‘hırsızlık yaptınız’ dediler” diye konuştu. Cinsel istismarla suçlandıklarını, yapmadıkları suçları kabul etmeye zorlandıklarını da ifa eden Güreşçi, ”Biz bunu kabul etmedik. Eline bir kâğıt almış tüm suçları kabul edeceksiniz. Benim haberim yok, bilgim yok dedikçe daha çok dövdüler” diye tabir etti.

Güreşçi, gözaltında kardeşinin ağır formda darbedildiğini, başına kalasla vurulduğunu ve ağzından kan gelerek yere düştüğünü anlattı. Kendisine de cop ve sopalarla azap yapıldığını, kardeşinin ölümünden sonra kendisini de enkaza bırakmaya götürdüklerini, fakat ailesinin avukatlara ulaşması sayesinde hayatta kaldığını söyledi.

Baba İbrahim Güreşçi ise çocuklarının gözaltına alınırken rastgele bir yaraları olmadığını, karakolda darbedildiklerini ve oğlunun orada hayatını kaybettiğini söz etti.

Tanık Ekrem Şahan da SEGBİS aracılığıyla verdiği tabirinde, Güreşçi kardeşlerin karakolda çırılçıplak soyularak coplarla dövüldüğünü gördüğünü aktardı.

BÜYÜKDAĞ: ”TUTUKLANMALARINI TALEP EDİYORUZ”

Müşteki avukatı Ümit Büyükdağ, teşhis için tüm sanıkların mahkemede hazır edilmesini talep ederek, ”Suçun vasfı ve ceza ölçüsü bakımından sanıkların tutuklanmamış olması kabul edilemez. Tutuklanmalarını talep ediyoruz” dedi.

DURAN: “İŞKENCE İNSANLIK SUÇUDUR”

Gaziantep Baro Başkanı Avukat Bülent Duran, “İşkence insanlığa karşı suçtur. Dinlenen tanıklar ve belge içeriğine baktığımızda çok ağır bir durum vardır. Mahkemenizce adaletin sağlanması için gösterilecek uğraş değerli olacaktır. Adalet olmadan huzur yoktur. Adalet bekliyoruz, adalet istiyoruz” tabirlerini kullandı.

Savcılık, katılma taleplerinin kabulüne karar verilmesi, eksikliklerin giderilmesi ve sanıklar hakkındaki isimli denetim önlemlerinin devamı yönünde mütalaa verdi. Mahkeme, sanıkların tutuklanması talebini reddetti.

Bir sonraki duruşma 12 Şubat 2026 tarihine ertelendi.