CHP’li Ömer Fethi Gürer: Gıda israfın önüne geçilmesi için Türkiye’nin mutlaka bir seferberliğe ihtiyacı var
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, gıda israfına ait yazılı açıklama yaptı. Dünya nüfusunun 8 milyara yaklaştığını ve 1 milyara yakın insanın açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirten Gürer, Türkiye’deki derin yoksulluğa karşın besin israfının önüne geçilemediğini vurguladı. Gürer, “Bakanlık bilgilerine göre yılda 18 milyon ton besin çöpe gidiyor. Çöpte yüzde 50 oranönlenmesi gerekiyor. Okullarda, kamu kuruluşlarında, özel dalda israfı önleyecek çalışmalar artırılmalı. Üretilen eserin taşımasında, market satışında, lokantada, restoranda çöpe dönüşmesini önleyecek tedbirler alınması, Türkiye’nin gıda arzındaki meselelerini önemli ölçüde azaltır. Bir yanda geçim sıkıntısı içinde kıvrananlar bir yanda besin israfından rahatsız olmayanlar var. Tok açın halinden anlamadığı bir sürece erdik” dedi.
“EKMEĞİN ÇÖPE GİTMESİ KABUL EDİLEBİLİR BİR DURUM DEĞİL”
Su ve ziraî üretim kaynaklarının israf edilmesinin Türkiye için önemli bir kayıp olduğunu belirten Gürer, “Gıdamızı israf etmemeliyiz. Özellikle ekmeğin çöpe gitmesi kabul edilebilir bir durum değil. Her yıl 18 milyon ton besin israfı, Türkiye’de üretilen eserin çöpe gitmesine yol açıyor. Bununla ilgili gerekli çalışmalar kesinlikle yapılmalı. Okullar, kamu kuruluşları, özel bölüm birlikte uğraş geliştirilmeli ve israfa karşı Türkiye topyekûn çabaya girişmeli. Çünkü gıda bedelli ve kolay üretilmiyor. Su yoksulu bir ülkeyiz. Su tüketimi, toprağın yönetilmesi, gübresi, ilacı, tohumu, lojistiği, işçiliği, nakliyesi hepsi bir masraf. Bir de elde edilen ürünün çöpe gitmesi var. Tarlada israf, sofrada israf, lüks yaşamda israf ile besin da yaşanan problemler daha da artıyor. 21 üründe ithalatçıyız ki yurt dışına dövizimiz gidiyor. Tüketeceği kadar değil fazlası alıp atık yapanların yanlışı her kısmı etkiyor” sözünü kullandı.
“TÜRKİYE’NİN KESİNLİKLE BİR SEFERBERLİĞE GEREKSİNİMİ VAR”
Gürer, gıda israfının önlenmesi için Türkiye’nin kesinlikle ulusal ölçekte bir seferberliğe muhtaçlığı olduğunu belirterek, “Ürünün çöpe gitmemesi, israfın önüne geçilmesi için Türkiye’nin kesinlikle bir seferberliğe muhtaçlığı var. Ürün kolay yetişmiyor. Binlerce tonu alım olmadığı dönemde tarla da çöp oluyor. Kimi eser sağlıklı depolanmadığı için çöp oluyor. Kimi eser nakliye sırasında, kimi ürün pazarda, kimi eser mühleti içinde tüketilmediği için çöp oluyor. Market rafında kullanım süresi biterek çöpe gidiyor. Lokantada, konutta, yemekhanelerde yarısı tabaklarda kalan yemekler atığa dönüşüyor. Başta üretilen eser değer bulmalı. Üretenlerin refah düzeyi yükseltilmeli. Üretilen eserin ya da tüketilen yemeğin çöpe gitmesini önleyecek siyasetler da kesinlikle geliştirilmelidir. Hava değişiklikleriyle ortaya çıkan ürün kayıpları, tarımda yeni ortaya çıkan zararlıların varlığı, oluşum kademesindeki ürünlerde kayıplara yol açıyor. Lakin ürün üretildikten sonra tarladan sofraya gelinceye kadar her aşamada da önemli ölçüde israf yaşanıyor” görüşünü lisana getirdi.
“PİŞİRİLMİŞ YEMEĞİN DE ÇÖPE DÖNÜŞTÜĞÜ BİR SÜREÇ YAŞANIYOR”
İsrafın sırf tarlada yahut nakliyede değil, toplu tüketim noktalarında da önemli boyutlara ulaştığını söz eden Gürer, “Ayrıca toplu tüketim yerlerinde, restoranlarda, otellerde, konutlarda pişirilmiş yemeğin de çöpe dönüştüğü bir süreç yaşanıyor. Bunları önlemenin yolu, tüketebileceğin kadar kullanmak, zararlılarla mücadeleyi geliştirmek ve ürünü israf olmayacak biçimde sahiplenmektir, Tarladan sofraya israfla gayret gıda da arz güvenliği içinde değerlidir. İktidar bu hususta olsun dengeli ve tesirli bir planlama ile sürece müdahil olsun. Bakanlık, 18 milyon ton besinin çöpe gittiğini saptadığına göre ortaya çıkan durumun ulaştığı noktaları da biliyor demektir” dedi.
