Vitrindeki Albümler 23 Haziran 2025

CAN BAYDAR “HER ŞEY GEÇER” (SONY MUSIC TÜRKİYE)

Can Baydar’ın ismini Ankaralı rock topluluğu Gece’nin sesi ve gitarı olarak duyduğumuzda “yerli ve milli” sound’umuz yükselişe geçmişti. Can da içinde yer aldığı toplulukla birlikte bu yükselişe katkıda bulunan jenerasyonun mensuplarından biri olarak devrin ruhunu layığı ile taşıyordu. Vakitle topluluk frene bastı, Can da İstanbul nüfusuna geçerek solo mesleğine eğildi ve 2019’dan itibaren bağımsız çalışmalar üretmeye başladı. İnişli çıkışlı bir ritim içinde olsa da muhakkak bir istikrarı yakalamayı başaran Can, bir müddetten beri dijital platformlarda modül parça yayınladığı müzikleri derleyip toparladı, “Her Şey Geçer” ismini verdiği solo albümünü tamamına erdirdi. Şahsî üzere görünen, yaşadığı toplumun ve dünyanın meselelerinde kendini soyutlamamış bir albüm bu. Yanı sıra karanlık üzere görünen, tünelin ucundaki ışığa da işaret etmeyi ihmal etmeyen. Bir nevi Rock müzik takviyeli ruhsal bir varoluş gayreti bu; tabiri caizse sivil direniş… Toplamda dokuz müzik 28 dakikaya sığmış; müzikler kısa, fakat vurucu. İçerik olarak bu müzikler çağdaş vakitlerin yabancılaşmış insanları için hala bir öbür dünyanın mümkün olduğunu söylüyor, müzikal olarak yenilikçi alternatif rock soundu’na davet ediyor. Kendine ve dinleyicisine hürmet duyanlar için…

SREN ‘BAŞKA BİR HAYAT MÜMKÜN” (TAMAR RECORDS)

2024 yılındaki Roxy %100 Müzik Günleri’ne katıldıklarında rakiplerinden çok farklı bir manzara vermişti sahneye çıkan Sren topluluğu. Sadakatle bağlı oldukları çeşidi büyük bir adanmışlık içinde çalarak heyet özel mükafatı almışlardı. Bu işi sürdürecekleri muhakkaktı ve nihayetinde sahip oldukları kararlılığın birinci meyvesi geldi, albümleri “Başka Bir Hayat Mümkün” çıktı. Vokalde Hikaye Tekçe Boyoğlu, gitarda Kaan Alım, bas ve tuşlu çalgılarda Mert Berkay Saraç, davulda Ozan Köseoğlu’ndan oluşan İstanbullu topluluğun üyeleri bizde bilhassa Slowdive’ın tesiri altına aldığı bir neslin mensupları. Her ne kadar çaldıkları müzik literatürde shoegaze olarak isimlendirilse de Sren’in bundan biraz daha fazla tarife muhtaçlığı var. Çünkü müziklerinde dream poptan indie’ye, post￾rock’a kadar uzanan bir mozaik var. 36 dakika süren dokuz kesimde birtakım ögeler biraz daha başkalarına nazaran öne çıksa da sonuçta üyelerin kolektif katkılarıyla formlandığı bariz. Bu da Sren’i özgün, güçlü, organik ve alabildiğine samimi yapıyor. Böylece de Sren şimdi kısa ömrüne karşın topluluk ruhunu yakalıyor. Albümün kendine has katmanlı bir ses dünyası var, yarattığı atmosfer ise sinematografik özellikler taşıyor. Şarkı sözleri sorgulayıcı olduğu kadar umut da veriyor.