Saygınlık peşinde yiten ömür: Hakkı
Filmin oyuncu takımında Bülent Emin Fayda, Hülya Gülşen, Tuana Melis Almacı, His Gökhan, üretimciler Hikaye Canlı ve Zeynep Santıroğlu üzere isimler yer alıyor. “Hakkı” yurtiçi ve yurtdışındaki şenlik seyahatine devam edecek.
7-15 Kasım tarihleri ortasında düzenlenecek Ankara Sinema Festivali’nde gösterilecek. Hakkı’nın trajik hikayesini Özcan ve Fayda ile konuştuk.
‘YARIŞTA GERİ KALMAMA’
Hakkı’nın esin kaynağı ne oldu?
Hakkı’nın esin kaynağı, benim çocukken duyduğum bir öyküye dayanıyor. Ancak yalnızca bir öykü özelinde gelişen bir sinema değildi. Duyduğum kıssa şöyleydi: Ege kasabasında bir aile, bahçelerinde tarihi eser buluyorlar ve bundan sonra ailenin başına makus olaylar geliyor. Sinemadaki ana noktayı, çatışmayı oluşturan olay, buradaki kıssadan esinlenmeydi. Lakin bunu olabilecek en şaşırtan bir halde işlemeye çalıştık.
Hakkı biraz saf, yeterli insan mefkuresini yaşayan bir karakter. Yazarken nasıl bir ideanız vardı?
Başlangıçta minimal olarak her şeye sahip Hakkı. Sevdiği insanlar, ailesi, köyü, işi… Fakat sahip olmadığı bir şey var, o da saygınlık. Yaşadığı köy biraz turistik olmuş, gelişmiş, herkes de altına hamle üzere bu akımın yararlarından yararlanmaya çalışmış. Hakkı o yarışı biraz kaçırmış üzereydi. Artık dünyada herkese motivasyon olan şey, yarışta geri kalmama. Hakkı da bu his sonucunda tüm hayal kırıklıklarını bir metaya bağlıyor.
‘İLK DÜŞÜNDÜĞÜM İSİMLERDENDİ’
Hakkı’yı, Bülent Emin Yarar’a emanet etmişsiniz. Karakter seçimlerini nasıl yaptınız?
Senaryo defterini kapatıp, düş dünyasından çıktıktan ve gerçek dünyaya geçtiğimiz sırada, Bülent Emin Fayda birinci düşündüğüm isimlerden birisiydi. Emanet etme üzere olmadı, senaryoyu sevmesi, senaryoda kendisini perçinleyen bir şey bulmasıyla Hakkı ortaya çıktı.
‘BABAMI YANIMDA HİSSETTİM’
Senaryo sizin önünüze geldiğine Hakkı rolünü kabul ederken ne düşündünüz?
Çok dolu bir senaryo. Açıkçası insan ne kadar deneyim sahibi olursa olsun o heyecanı ya da endişeyi yaşıyor bir formda. Fakat o sonra, set başladıktan sonra öteki bir şeye dönüşüyor. Zira asıl iş, set başlayınca başlıyor. Başlangıç çok değerlidir, yerle münasebet kurarsın. Sonrasında hepsi bir bütün olur. Hakkı’nın nereye gideceğini kestiremiyordum. O süreç beni çok heyecanlandırıyor ve duygulandırıyor. Çok hoş hissettim o süreci.
Hakkı, tarihi yapıtları bulabilmek için derin bir tünel kazıyor. Siz ne hissettiniz o anlarda?
Benim babam maden mühendisiydi. Vakit zaman aklıma o geldi. Babam natürel, işi gereği dışarıdaydı daima. Biz daima güçlü oluyorduk. O hayal öbür bir şeydi. Hakkı’nın öyküsü de o duyguya çok benziyor. Hasebiyle biraz babam da yanımdaydı üzere hissettim daima.
