Ölüm kalım savaşı

Eddie gelip süreksiz işler yaparak geçinir, farklı yaşadığı kızı Sarah ile ilgilenmez. Meteliksizdir, sokakta dolanırken New York’un uygun sayılabilecek mahallelerinden birinin otoparkında lüks bir cip gözüne çarpar, arabayı çalmayı düşünür. Otomobilin gerisindeki Dolus yazısı taammüden yapılan hile, tertip demektir. Jipin içine giren Eddie büyük bir tuzağa düştüğünü anladığında iş işten geçmiştir. William isimli psikopat genç adamı otomobile kilitler. Kedinin fareyle oynadığı üzere William’da Eddie’yle oynayacaktır. Eddie kurban, William sadist, bir işkencecidir. Aracı azap odasına dönüştüren William’dan Eddie sokak zekâsıyla kurtulmaya çalışır. Hayatta kalabilirse Sarah’a daha uygun bir baba olacağına kelam verir. Eddie’de Skarsgard sinemada salt canavarlar rollerinde olmayacağını böylelikle ispatlar. Anthony Hopkins psikopat, seri katil (Kuzuların Sessizliği) rollerinde zati çok başarılı bir aktördür. Yakın planlar, çoklu manzaralar, dron çekimleri, plonjeler tansiyonu dorukta fiyatlar. Mariano Cohn’un 4×4 (2021/ Arantin) sinemasından uyarladığı ikinci versiyonda Yarovesky ruhsal tansiyonuna etik ve politik boyutda katmış.
ANTİKAHRAMANLARIN VAROLUŞ KRİZİ
Avengers Marvel’ın A grubuysa Thunderbolts B takımıdır diyebiliriz. Bu ikinci sınıf takım ABD’nin karanlık çıkarları için anında harcanabilir,derin devletin başındaki Valentina’nın antikahramanlarla işi biter bitmez devreye üstün insan projesi Sentury’i sokar; delillerinden kurtulmak için de onları imha tuzağına çeker. Tuzağı farkeden Yelena, Robert Walker, Lady Ghost, kimliği belgisiz belleğini yitirmiş Bob’la birlikte kurtulur. Gruba Yelena’nın babası Red Guardian’la Bucky Barnes’ta katılır. Bu ne çok düzgün ne de çok makus olan grup varoluş krizi, yalnızlık, amaçsızlıkla boğuşur. Derin devlete karşı Amerika’yı, insanları korumak ve kurtarmak Thunderbolts’a düşer. Son jenerikleri kesinlikle izleyin, gelecek kısımların tanıtımları yer alıyor. Jake Schreier’in yönettiği fantastik aksiyonda Florence Pugh, Sebastian Stan, Wyatt Russell, Julia Louis-Dreyfus, Lewis Pullman, David Harbour oynuyor.
ZİRVEYE GERÇEK TEK BAŞINA
70 yıllık meslek, 1200 müzik, 94 albümü 94 yıllık hayatına sığdıran Charles Aznavour Fransız şansonlarını (şarkı) dünyaya tanıtan, tüm ülkelerde konserler veren, müziklerini çeşitli lisanlarda söyleyen nadir sanatçılardandı. Fakir, alçakgönüllü Ermeni kökenli ailenin oğlu Charles küçük yaşta, Edremit doğumlu dansçı annesi Knar’la müzikçi babası Misha Aznavuryan’ın sanat tutkusundan etkilenerek komedyen, müzikçi, sanatçı olmak istedi. Hayatı o derece ağırdı ki direktörler Mehdi Idir’le Grand Corps Malade, Aznavour’un biyografik dramını müzik isimlerden esinlenerek altı kısımda anlattılar. “Liza Minnelli’yle kısa aşkı başka bir sinema olurdu. Seçim yaptık. Charles’ın çalışma kapasitesi inanılmazdı. Mesleği için fedakârlık yapmaya hazırdı. Maksadını gerçekleştirdi lakin bu ona yetmedi” diyen direktörler sanatkarın yalnızca çalışırken keyifli olduğunu vurgularlar. Charles’ın mükemmeliyetçi istikameti, pürüzleri aşması, ırkçı, ayrımcı aşağılanmalara göğüs germesi, onu daha da güçlendirir. Edith Piaf’la tanışması ona çok sayıda kapı açar, oğlunun genç yaşta mevti onu sarsar. Doruğa ulaşmak için çok çalışır, durursa öleceğini hisseder. Müzik kelamlarını tecrübelerinden yola çıkarak muharrir. Aznavour’da Tahar Rahim’in uzman performansı etkileyicidir. Marie Julie Baup Edith Piaf’ta Camille Moutawakil Charles’ın kız kardeşi Aida’da harikadırlar. Aznavour ömrü boyunca kendine, vakte, mevte karşı yarıştı, sonunda da ölümsüzlüğe ulaştı.