Öldürülen işçi Erol Eğrek’in kardeşi anlattı: ‘Arka tarafta linç edip…’

Dün öğlen saatlerinde gittiği Çalık Holding binasında yaklaşık 10 vazifeli tarafından dövüldükten sonra gittiği hastanede ölen personel Erol Eğrek’in yakınları ANKA Haber Ajansı’na konuştu.
“Arka tarafta linç edip, öldürene kadar dövmüşler” diyen İbrahim Eğrek, “Bunu mu hak etti? Sokaktaki çocuklar için çikolata cebinde. Kediler için yem cebinde gezen bir çocuk. Bir tane aksini sav eden karşısına çıkamaz” dedi, adalet istedi. Kızı Zehra Eğrek de “Hepimizi yetim bıraktılar… Hiçbir şey değiştirmez, yürüyerek girmesi. Babam darp sonucu öldü” diye konuştu.
“ADALET İSTİYORUM”
Kardeşinin hakkını aramak, sesini duyurmak için gittiği holding binası önünde dövülerek öldürüldüğünü belirten İbrahim Eğrek şunları anlattı:
“Ayağıyla sapasağlam giden çocuk ceset olarak geldi. Dün bir arada yemek yediğimiz kardeşim şu an musallada. Dört tane çocuğu kaldı. Bir eşi kaldı. Bunu kim karşısında duracak? Adalet istiyorum ben… Bunlardan büyük Allah var. Parayla her şey olmaz. Ben de ölene kadar onun yolunda gideceğim. Şüphesiz bu devletin namuslu savcısı da var. Avukatı da var, hakimi de var. Hepsi birisi hesap soracaktır. İlla ki soracaktır.
“LİNÇ EDİP ÖLDÜRENE KADAR DÖVMÜŞLER”
Bu dört tane çocuğunun hakkını yiyenler ne bu dünyada ne öbür dünyada rahat yüzü görmesinler. Bu çocuk sizin için dedi orada savaş verdi. Yarın siz de tıpkı duruma düşeceksiniz. İşverene mı yaradınız? Adam size hiçbir şey yapmadı. Elindeki tabancayı aldıktan sonra art tarafa götürüp, linç edip, öldürene kadar dövmüşler. Hiçbir şeyi yok çocuğun. Hastaneden ölüsü geldi. Diyeceğim bu.
Bu bahiste kim nereye kadar giderse ben de ölene kadar gerisindeyim. Devam edeceğim. Nereye varırsa varsın. ‘Hastaneye götürdüğümüzde sağlamdı’, bilmem ne diye. Utanmadan, sıkılmadan bir daha açıklama yapabiliyorlar. Bunlar da ne Allah korkusu, ne din korkusu kalmış, ne iman korkusu kalmış. Allah’a şükür şuradaki Müslümanların içerisinde hepsine söylüyorum. Adalet, adalet, adalet. Allah herkese adaleti nasip etsin. Çoluk çocuğumuzun hakkı için. Yarınları için.
“BUNU HAK ETMEDİ BENİM KARDEŞİM”
Çocuğu nişanlı, iki ay sonra düğün yapacaktı bu adam. Bunu mu hak etti? Sokaktaki çocuklar için çikolata cebinde. Kediler için yem cebinde gezen bir çocuk. Bir tane aksini sav eden karşısına çıkamaz. Bir tane kalbini kırdığı adam karşısına çıkamaz. Bunu hak etmedi benim kardeşim. Kendine de ziyan vermeyecekti orada. Yalnızca sesi duyulsun diye ancak ben eminim ki bu sesi herkes şu an duydu duyuyor. Toplumsal medyada da. Herkes yanımızda olsun. Bu bahis sonuna kadar. Çalıklar güçlü değil, biz güçlüyüz. Sermaye güçlü değil, biz güçlüyüz. O yetim çocukların hakkı hiç kimsede kalmasın.
Arkamızda kim duruyorsa ben de sonuna kadar gideceğim. Kim olursa olsun. Siyasi miyasi hiçbir şey dinlemiyorum ben. Hiçbir siyasetin şeyi yok. Tarafı yok benim için. Kim yanımızdaysa ben onun yanındayım. Kim yanımızda bizden devam ediyorsa sonuna kadar devam edeceğim. Sen mi büyüksün, biz mi büyüğüz? Göreceğiz güç. Sermaye Çalık. Öbür çalışanların de hakları için. Çocukların da geleceği için. Sonuna kadar gideceğim. Sağlam gitti. Meyyit gönderdiler bize ya..”
“HEPİMİZİ YETİM BIRAKTILAR”
Kızı Zehra Eğrek de ıstırabını şu sözlerle lisana getirdi:
“Hepimizi yetim bıraktılar. Yani daha fazla ne söylenebilir ki? Yürüyerek. Haydi diye görüntü paylaşıyorlar. Şu an hastaneye. Ben az evvel gasilhaneden cansız vücudunu çıkarıp mescide getirdim. Hiçbir şey değiştirmez, yürüyerek girmesi. Babam darp sonucu öldü. Biz duysun babam darp sonucu öldü.”