LGS skandalını Cumhuriyet ortaya çıkarmıştı… Bakan Tekin’den açıklama: ‘Paylaşılan bizim PDF’imiz değil, 719 sayısı normal’

Cumhuriyet’in ortaya çıkardığı “LGS soruları imtihan bitmeden WhatsApp kümesinde paylaşıldı” haberi gündemde olmaya devam ediyor.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TRT Haber canlı yayınında LGS kapsamındaki merkezi imtihanın sonuçları ve eğitim gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

“BİZİM PDF MALZEMEMİZ DEĞİL”

LGS kapsamındaki merkezi imtihanda soru kitapçıklarının önceden paylaşılıp paylaşılmadığına ait soru üzerine Tekin, saat 10.45’te biten sözel oturumun soruları hakkında soruşturma açılan birisi tarafından fotoğraflanarak saat 11.57’de paylaşıldığını söyledi.

Paylaşılan PDF malzemelerini incelediklerini aktaran Tekin, “Bir kez bizim PDF gerecimiz değil. Yani soruların çalındığı savı külliyen palavra. Bu türlü bir olay yok. Yayınlanan PDF görüntüsü, sınav saat 10.45’te bitiyor, saat 11.57’de yayınlanmış. Buradan imtihanın güvenliğiyle ilgili bir iddiayı ileri sürmek hangi mantık çerçevesinde yapılıyor bilmiyorum. Bakanlığımızın çok geniş bir bilişim altyapısı var ve bu altyapı bu türden tahlilleri yapabilir. Yani anomali tespit edildiğinde bu anomalileri görebilecek bizim uygulamalarımız var. Ortada rastgele bir bahsin yani çocuklarımızın imtihan güvenliğini risk altına atacak, onları rahatsız edecek rastgele bir çalınma ya da gibisi şeyin olmadığını açıkladık” dedi.

Görüntüleri paylaşan bireyle ilgili soruşturmalar açtıklarına dikkati çeken Tekin, şöyle konuştu:

“Bu kadar açıklama yaptıktan sonra beni üzen şey şu; Beşerler siyaset yapabilirler. Siyaset yaparken de şahsî olarak şahsımızla ilgili ya da siyasi rakipleriyle ilgili tenkitlerde bulunmaları çok doğaldır, iftira atarlar, hakaret yaparlar. Bunlar hepsi yargı süreçleri ve siyasi nezaket içerisinde değerlendirilmesi gereken şeyler. Defaten açıklama yapmamıza karşın bu bahiste rastgele bir sorununuz varsa yargı organlarına başvurun, biz orada tekrar kendimizi değerlendirelim, görelim. Bu kadar açıklama yapmamıza karşın bu biçimde çocuklarımızı demoralize edecek, onların hukuksuzluğu, kendilerine yönelik bir haksızlık yapıldığına dair onlara bir algı oluşturabilecek bu tür şeyleri yapmalarından gerçekten çok rahatsız oluyorum. Bir baba olarak, bir insan olarak rahatsızım, bunu yapmamaları gerekiyor.”

“OKULDAKİ 29 BİREYLE İLGİLİ SORUŞTURMA AÇILDI”

Bakan Tekin, sınava yönelik gelen şikayetlerin ve kendilerine ulaşan duyumların ilgililerce incelendiğini belirtti.

Söz konusu durumlara sebebiyet verecek uygulamalar yapan kişilerle ilgili hukuksal süreçler başlatıldığını aktaran Tekin, “Okuldaki 29 şahısla ilgili soruşturma açıldı. Lakin dediğim üzere nihayetinde soruşturma süreci devam ediyor. Biz idari soruşturma yaparız. İdari soruşturma sonucunda ilgiliye disiplin cezası uygulayabiliriz. Disiplin cezası ve idari soruşturmanın sonucunda da şayet ceza davası açılmasını gerektiren bir durum varsa ceza davası da açılır ve ilgililer en ağır formda cezalandırılır.” diye konuştu.

Kitapçıklarının imtihan yapıldığı günün sonraki günü okullarda öğrencilere dağıtıldığını hatırlatan Tekin, “Sadece istediğimiz saatten yahut imtihanın soru kitapçıklarının dağıtılmasıyla ilgili istediğimiz saatten biraz erken toplumsal medyada paylaşılmış oldu bu. Fakat tekrar altını çizerek söylüyorum, sınavın bitmesinden bir saatten daha fazla bir vakit sonra bu olmuş. Hasebiyle bu imtihanın güvenliğiyle ilgili, çocuklarımızın bu manadaki gelecek umutlarıyla ilgili rastgele bir risk oluşturabilecek bir durum katiyetle söz konusu değil.” biçiminde konuştu.

“HER TÜRLÜ İMAJ ALABİLECEK AYGITIN SALONA SOKULMASINI YASAKLADIK”

Tekin, imtihanlarda alınan güvenlik tedbirlerine ilişkin soruyu da yanıtladı.

Soruların hazırlandığı ortamın büsbütün izole olduğunu, burada jammer üzere sinyal kesici aygıtların bulunduğunu aktaran Tekin, içeriden dışarıya bilgi sızmasını engelleyecek her türlü önlemin alındığını vurguladı.

Sorular basıldıktan sonra emniyet güçlerinin denetiminde vilayetlere sevk edildiğini, vilayetlere sevk edildikten sonra da onların kontrolünde soruların okullara ulaştırıldığını söyleyen Tekin, “Okullardaki ortamımız da ÖSYM’nin kitapçığında da bizim kılavuzumuzda da yer aldığı üzere okullara küpe ya da gibisi şeylerle imtihana girilmesinin yasaklanması üzere biz her türlü bu manada imaj alabilecek cihazın salona sokulmasını yasaklamış durumdayız.” dedi.

“BURSA’DA 20 ÖĞRENCİMİZ VAR”

Bakan Tekin, “LGS kapsamında 719 öğrenci tam puan aldı ve akabinde kimi vilayetler özelinde de tam puan alan öğrencilerle ilgili sayılar ortaya atıldı. Mesela bir vilayette 300 tam puan olan öğrencilerin olduğu tezleri var. 719 öğrenci ortasından 300′ünün bir vilayetten çıkmasını nasıl karşılamak lazım? Mümkün mü?” sorusuna, sınava giren öğrencilerin birinci yahut ikinci üzere kıyaslamayı yanlışsız bulmadığı cevabını verdi.

Adana’dan 26, İstanbul’dan 164 öğrencinin tam puan aldığını tabir eden Tekin, “İstanbul’da hem öğrenci popülasyonumuz çok fazla, hem nüfusumuz fazla, orantısal olarak da biraz başka vilayetlere göre İstanbul’un ortalaması fazla. Lakin bahsedildiği üzere Anadolu’daki rastgele bir vilayette 480 ya da 300 küsür öğrencinin bütün soruları hakikat yaptığı bilgisi yanlış.” diye konuştu.

Sınavlarda hangi vilayetlerden öğrencilerin kaç tam puan yaptığına ait dataları başlangıçta paylaşmadıklarını tabir eden Tekin, “Paylaşmama sebebimiz, ben vilayetlerimizin bu tür yarışlara girmesini istemiyorum. Artık hiç tam puan yapamayan vilayetlerde farklı tartışmalar oluyor. Hasebiyle biz bütün bu tartışmalar artık farklı bir noktaya evrilmeye başlayınca bunu paylaştık. Mesela ‘Bakan Erzurumlu, Erzurum’da sorular şöyle oldu, bu türlü oldu’ diyor. Yani bu tablo her şeyi ortaya koyuyor.” halinde konuştu.

İYİ Parti Küme Başkanvekili Turhan Çömez’in sınava ait tezlerine da cevap veren Tekin, şöyle devam etti.

“İmam hatip okulu müdürümüz bir paylaşım yapıyor, diyor ki ‘şu kadar öğrenci imam hatiplerden tam puan yaptı, gurur duyuyoruz’. Okul müdürü toplam imam hatip ortaokullarından kazanan öğrenci sayısını kendi okulunda paylaşıyor ve milletvekilimiz bu paylaşımın bütün yani o rakamın tamamının ilgili İmam Hatip ortaokulunda olduğu biçiminde kamuoyuyla paylaşıyor. Artık bu da bir infiale sebebiyet. Şu anda bizim bütün soruları gerçek yanıtlandıran 719 öğrenci içerisinde 63 tanesi imam hatip ortaokullarımızdan mezun, 656 tane kalan kısımda olağan ortaokullarımızdan. Yani toplamda imam hatip ortaokullarının toplam tam yapan öğrenciler içerisindeki oranı yüzde 9. Yani bu tartışma öyle bir yere evrildi ki birileri bilinçaltlarında imam hatip düşmanlığından tutun, imam hatiplerin korunmasına kadar tartışma abuk sabuk noktalara evrildi ve bundan da gerçekten hüzün duyuyorum. Bunların hepsi palavra yanlış şeyler.

O milletvekili arkadaşımız ‘sadece bu imam hatip ortaokulunda 39 öğrenci tam puan almış’ diyor. Nerede 39 öğrenci? Bursa’da 20 öğrencimiz (tam puan yapan) var. Bu tür dediğim üzere olağan siyasi münakaşalarda siyasi arenada konuşulur, bununla ilgili yargı süreçleri yürür vesaire fakat çocuklarımız üzerinden bunu yapmayalım. Çocuklarımız üzerinden bunu yaptığımızda bunun bedeli, faturası çok ağır olacak. Hatırlarsanız 15 Temmuz’da ilgili en önemli bahislerden bir tanesi okullar, dershaneler ve imtihanlar üzerinden yürüyen bir süreçti. Tam bunun yıldönümünde bu türlü bir şeyi yapmanın kimseye yararı yok. Biz daima bir arada çocuklarımızın hukukunu koruyalım.”

LGS’de öğrencilerin bu kadar başarılı olmasına değinen Tekin, 2 yıldır her ortamda ders kitaplarının dışında çocukların diğer bir kaynağa ihtiyaç duymadığını söylediklerini lisana getirdi.

Öğrencilerin istediği öğretmenden Destekleme ve Yetiştirme Kursları (DYK) alabildiğinin altını çizen Tekin, “Ayrıca imtihanla ilgili hazırlık manasında EBA ya da gibisi ortamlarda paylaştığımız sorularla LGS imtihanındaki soruların birbirleriyle benzerliği dikkate alındığında bahsi geçen 719 sayısı aslında çok olağan.” dedi.

“PROJE OKULLARINI TEKRAR DEĞERLENDİRDİK”

Bakan Tekin, “Soruların zor olduğu” yönündeki görüşleri kıymetlendirerek, öğrenciler nezdinde böyle bir düşüncenin bulunmadığını kendilerine soruları kolay bulduklarını ilettiklerini söyledi.

Bu cins tez ve görüşlerin farklı amaçlarla ortaya atıldığını söz eden Tekin, proje okullarının ikiye ayrılışı ile ilgili soru üzerine “proje okulu” kavramının 2014’te ortaya atıldığını hatırlatarak, bu okulların işleyişini anlattı.

Bakan Tekin, şöyle devam etti:

“Okullarımızda çalışan öğretmen arkadaşlarımız, idareci arkadaşlarımız, bizim yaklaşık 70 bine yakın okulumuz içerisinde eğer kendi farkını hissettirecekleri bir şeyler yapmak istiyorlarsa bir imkan oluşturmak üzere proje okulu diye bir kavram ürettik. Yani siz bir okulda idarecisiniz ya da öğretmensiniz, bir proje uygulamak istiyorsunuz. Bu proje bir prosedür dahilinde Bakanlık tarafından onaylanırsa şayet, bu projeyi hayata geçirmek üzere, ki bu projenin pedagojik boyutu, akademik boyutu, ilçe, vilayet, ilgili genel müdürlük ve Bakanlık nezdinde değerlendirildikten sonra okula, okul müdürümüze, öğretmenlerimiz açısından bu projeyi hayata geçirebilecekleri, ayrıcalıklar tanımak üzere kurgulandı bu. Kolaylaştırıcı, farkını hissettirebileceği, yenilikleri hayata geçirebileceği şeyler. Hasebiyle biz proje okul mantığını böyle kurgulamıştık. Gelişen süre içerisinde, bu mantıktan biraz uzaklaşıldığını gördüğümüz için tekrar aynı mantığa oturtmak üzere proje okullarını yine değerlendirdik. Hem uygulanan projeyle ilgili, projenin kabul etabıyla ilgili süreçleri, hem projenin niteliği ve akademik boyutu hem de projenin, süre, bu mühlet içerisinde, projenin uygulandığı süre içerisinde izleme metodolojisiyle ilgili yönetmeliğe hükümler koyduk. Bazı yerlerde de, özellikle meslek liselerimizde, sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, okullarımızla işbirliği yapmak istiyorlar. Bu işbirliğini kolaylaştıracak adımlar attık.”

“TEK BAŞINA BİZİM KARAR VERECEĞİMİZ BİR KARAR DEĞİL”

“12 yıllık mecburî eğitimin son 4 yılına yönelik bir revizyona gidileceği konuşuluyor, bu adımla ilgili neler söylersiniz, tartışmalarda hangi formül ön plana çıkıyor?” halindeki soruya Tekin, şu karşılığı verdi:

“12 yıllık mecburî eğitimle ilgili şu anda kamuoyunda bir tartışma yürüdüğünü görüyoruz. Bizim Bakanlık’taki ilgili arkadaşlar bu mevzuyu izliyorlar, değerlendiriyorlar. Bu bahiste entelektüeller, akademisyenler, sivil toplum örgütleri, meslek birlikleri, iş dünyası, değişik açıklamalar yaptı. Lehinde açıklamalar yapan var, aleyhinde açıklamalar yapanlar var. Lehinde açıklama yapanlardan önerisi olanlar var. Biz bütün bunları değerlendireceğiz. Nihayetinde bu, Bakanlık olarak tek başımıza bizim vereceğimiz bir karar değil, bu bir yasal düzenleme konusu.”

Okullarda tek tip kıyafet uygulamasına geri dönülmesinin nedenlerini açıklayan Bakan Tekin, serbest kıyafetin öğrenciler ortasında marka rekabeti ve ayrımcılığa yol açtığını, ayrıyeten okul yönetimleriyle veliler arasında sürekli bir anlaşmazlık konusu olduğunu belirtti.