İstanbul Barosu’ndan ‘Fatih Altaylı’ tepkisi: ‘Haksız ve keyfi tutuklama kararı kaldırılmalı!’
Gazeteci Fatih Altaylı kendisine ilişkin Youtube kanalında söylediği kelamlar nedeniyle “cumhurbaşkanını tehdit” hatasından başlatılan soruşturma çerçevesinde tutuklandı.
Altaylı hakkında, kendisine ilişkin Youtube kanalında yayınlanan bir görüntüdeki konuşmasında AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı maksat alarak tehdit içerikli kelamlar sarf ettiği teziyle ‘cumhurbaşkanını tehdit’ cürmünden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re’sen soruşturma başlatılmıştı.
Altaylı, 21 Haziran Cumartesi akşam saatlerinde soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştı.
İSTANBUL BAROSU’NDAN TEPKİ
İstanbul Barosu, gazeteci Fatih Altaylı hakkındaki tutuklama kararının hukuka alışılmamış ve keyfi olduğunu vurgulayarak, Altaylı’nın görüntülü paylaşımında kullandığı ifadelerin “tehdit” kabahatini oluşturmadığını ve Anayasa’nın 26. unsuru kapsamında söz özgürlüğü olarak kıymetlendirilmesi gerektiğini bildirdi.
İstanbul Barosu’ndan yapılan yazılı açıklamada, Fatih Altaylı’nın tutuklanmasına reaksiyon gösterilerek, şunlar kaydedildi:
“Fatih Altaylı, YouTube hesabında paylaştığı bir görüntüdeki sözleri nedeniyle Sulh Ceza Hakimliği tarafından ‘tehdit’ suçlamasıyla tutuklanmıştır. Altaylı’nın kullandığı tabirler, Anayasa’nın 26. hususuyla garanti altına alınmış söz özgürlüğü kapsamındadır ve tehdit hatasını oluşturmamaktadır. Kaldı ki tehdit kabahatinin kolay hali CMK m.100/4 uyarınca tutuklama yasağı olan hatalar ortasında yer almaktadır.
Bu nedenle, sadece tutuklama kararı verebilmek için hukuka karşıt biçimde, tehdit cürmünün fiili akın olduğu istikametinde zorlama bir yorum yapılmış ve böylelikle hareketin ‘Cumhurbaşkanına fiili saldırı’ sayılabileceği sav edilmiştir. Meğer basın ve yayın yoluyla yapılan kelamlı açıklamalar, fiili taarruz cürmünü oluşturamaz. Bu konu, temel hukuk bilgisine sahip herkesin bileceği sabit bir gerçektir.”
“BU HUKUK DIŞI UYGULAMALARA DERHAL SON VERİLMELİDİR”
“Ayrıca, açıkça beyan edilmemiş niyetler üzerinden ‘niyet okuma’ yoluyla cürüm isnadında bulunulması, hukuk devleti prensibine açıkça karşıttır. Kimse açıklamadığı bir fikir nedeniyle suçlanamaz, tutuklanamaz. Buna karşın, ceza kararları siyasal iktidarın çıkarları doğrultusunda eğilip bükülerek yargı eliyle baskı aracına dönüştürülmektedir.
Hiç kimsenin hukuk güvenliğinin kalmadığı bir tertipte adalet, yargı bağımsızlığı, demokrasi ve özgürlüklerden kelam edilemez. Yargının, gazeteciler, hukukçular ve siyasetçiler başta olmak üzere toplumu susturma aracı olarak kullanılmasını kabul etmiyoruz. Bu hukuk dışı uygulamalara derhal son verilmelidir. Fatih Altaylı’ya yönelik haksız ve keyfi tutuklama kararı kaldırılmalı, derhal özgür bırakılmalıdır.”
