Hür-Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu: ‘Sendikacılık masada susmak değil, meydanlarda haykırmaktır’
Toplu Mukavele görüşmelerinde masada olmasalar dahi üzerlerine düşeni yapacaklarını belirten Hürriyetçi Sendikalar Konfederasyonu (Hür-Sen) Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, “Pazarlık tıkanırsa, masada bulunan konfederasyonların alacağı tüm demokratik hareket kararlarını koşulsuz destekleriz. Sendikacılık, masada susmak ya da teslim olmak değil; gerektiğinde masada da, meydanlarda da haykırmaktır” dedi.
Hür-Sen 1 Ağustos 2025 tarihinde başlayacak olan ve 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Devir Toplu Kontrat görüşmeleri için taleplerini açıkladı. Hür-Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu taleplerine ait Cumhuriyet’e açıklamalarda bulundu. Görüşmede kamu çalışanlarını temsil edecek üç konfederasyonun 1 milyon 800 bin üyesi olduğuna dikkat çeken Kuruoğlu, “Bu sayısal büyüklüğe karşın, yıllardır kamu çalışanlarının ne ekonomik ne de özlük haklarında kayda paha bir düzgünleştirme sağlanamamıştır” dedi.
‘EYLEMDEN KAÇINDILAR’
Memur-Sen ve Kamu-Sen’in 7. Toplu Mukavele görüşmelerinde iktidar çizgisinde bir tavır benimseyerek, süreci göstermelik basın açıklamalarıyla geçiştirdiğini söz eden Kuruoğlu, bu konfederasyonların ‘sendikal uğraşın olmazsa olmazı olan’ kitlesel hareket ve iş bırakma üzere yollardan bilhassa kaçındıklarını belirtti. Kuruoğlu, “8. Toplu Mukavele görüşmelerinde tıpkı senaryoyla müsabaka ihtimali bizleri önemli formda endişelendirmektedir” diye konuştu.
‘ADİL BİR REFAH HİSSESİ YANSITILMALI’
Ekonomik gerçeklerin ortada olduğunu ve kamu çalışanlarının büyük bir kısmının yoksulluk hududunun altında maaş aldığını vurgulayan Kuruoglu, “Maaş bordrosu birçok kalemden oluşsa da, emekliliğe temel olmayan ek ödemeler ve tazminatlar nedeniyle memurlar emekli olduklarında sefalete sürüklenmektedir. Bu nedenle maaş sistemi hemen sadeleştirilmeli; bordroda yer alan tüm ödemeler emekliliğe temel sayılmalıdır. Bilhassa altını çiziyoruz: TÜİK’in manipülatif enflasyon datalarına nazaran yapılan artışlar bir kazanım değildir. Gerçek dışı enflasyon oranları üzerinden verilen farklar sırf yoksulluğun sürekliliğini sağlamaktadır. Bu nedenle “enflasyon farkı” aldatmacasının ötesine geçilmeli ve kamu çalışanlarına büyümeden adil bir refah hissesi yansıtılmalıdır” sözlerini kullandı.
‘DEMOKRATİK AKSİYONU DESTEKLERİZ’
Emeğin hakkı için gerçek bir çaba verildiği takdirde, Toplu Kontrat masasında olmasalar dahi sendikal sorumlulukları gereği üzerlerine düşeni yapacaklanı söyleyen Kuruoğlu, “Pazarlık tıkanırsa, masada bulunan konfederasyonların alacağı alan aksiyonu, iş bırakma dahil tüm demokratik aksiyon kararlarını amasız, koşulsuz destekleriz. Sendikacılık, masada susmak ya da teslim olmak değil; gerektiğinde masada da, meydanlarda da haykırmaktır” dedi.
‘BİRLİKTE İDARE UNSURU SAYIMIZI ARTIRDI’
Kuruoğlu son olarak şunları söyledi: “Hürriyetçi Eğitim Sen’in kuruluşunun üzerinden üç buçuk yıl geçti. Hür Sen Konfederasyonu ise iki yıl evvel kuruldu. Bu süreçte, sendikalara getirilen %2 barajı üzere pürüzlerle gayretimiz durdurulmak istendi. Fakat Anayasa Mahkemesi, ilgili düzenlemeyi iptal ederek örgütlenme hakkına vurulan darbeyi geri çevirdi. Tüm bu baskılara ve zorluklara karşın, siyasetin art bahçesi olmayan; meydanlara inen, iş bırakan, taleplerini en üst perdeden lisana getiren sendikal duruşumuz kamu çalışanlarında güçlü bir karşılık buldu. Sendikamızı ön plana çıkarmak yerine, öteki sendikalarla ortak hareket ederek kamu çalışanlarının ortak iradesini yansıtmak istikametindeki halimiz, takdirle karşılandı. Kuruluşumuzda kelam verdiğimiz şeffaflık, üyelerimizin fikirlerine bedel verme anlayışımız ve birlikte idare prensibi, üye sayımızın artışında belirleyici oldu.”
‘YÜZDE 25 MAAŞ ARTIRIMI VE YÜZDE 10 REFAH PAYI’
Kuruoğlu, ekonomik taleplerini ise “2026 birinci 6 ay: yüzde 25 maaş artırımı + yüzde 10 refah hissesi, 2026 ikinci 6 ay: yüzde 25 maaş artırımı + yüzde 10 refah hissesi, 2027 birinci 6 ay: yüzde 25 maaş artırımı + yüzde 10 refah hissesi ve 2027 ikinci 6 ay: yüzde 25 maaş artırımı + yüzde 10 refah payı” olarak açıkladı. Kuruoğlu ayrıyeten, enflasyonun bu artış oranlarını geçmesi durumunda, farkın aylık olarak maaşlara yansıtılmasının sağlanması gerektiğini belirtti.
