Hekimlerin yükü artarken Bakanlık övündü: ‘OECD’nin iki katı hasta bakıyoruz’
TBMM Sıhhat, Aile, Çalışma ve Toplumsal İşler Komisyonu’nda sıhhat alanına ait torba yasa teklifi görüşülürken, Sıhhat Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci, Türkiye’de acil servislere müracaat ve tabip başına düşen hasta yükünün OECD ortalamasının çok üzerinde olduğunu vurguladı. Fakat doktorların giderek ağırlaşan iş yükü, Birinci tarafından adeta bir muvaffakiyet göstergesi üzere sunuldu.
Milletvekillerinin acil servis doluluk oranlarına dair tenkitlerini yanıtlayan Birinci, “Bizim tabiplerimiz OECD ortalamasının iki katı hasta bakıyor” diyerek mevcut yoğunluğu bir sorun olarak değil, neredeyse bir gurur kaynağı olarak kıymetlendirdi. Meğer uzmanlar, bu yoğunluğun sıhhat çalışanlarını tükenmişliğe sürüklediğini ve sıhhat hizmet kalitesini düşürdüğünü daima lisana getiriyor.
200 TABİP GİTMİŞ 250 TABİP DÖNMÜŞ”
Yurtdışına giden doktorlarla ilgili de Birinci, “2024 yılına 200 doktor gitti, 250 doktor Türkiye’ye geri döndü” diyerek sıhhat sisteminin cazibesini koruduğunu sav etti. Ancak Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve sıhhat meslek örgütleri son yıllarda yurtdışına çıkan doktor sayısının rekor kırdığını açıklamıştı.
“Acile neden bu kadar insan geldiğine ait sorulara ait; bizim son 20 yılda Acile müracaat sayımız OECD’nin iki katına çıkmış durumda. Aslında kendimizin dört buçuk katına çıkmış üzere bir tabloyla karşı karşıyayız. Bizim doktorlarımız OECD ortalamasının iki katı kadar hasta bakıyor. Bu türlü bakıldığında hepimiz gereksiz müracaat yaptığımızı ikinci basamağa müracaatın kıymetli bir kısmının birinci basamakta çözüleceğini siz de iddia edersiniz. Buna yönelik bir çok kanun çalışması var. Bu torbanın içinde bu da var. Bu bahiste birinci basamağı güçlendirmek için çalışıyoruz. Bu altı aylık müddette aile tabibine hiç uğramamış 26 milyon insanımızın 15 milyonunu aile sıhhati merkezlerimize getirmiş olduk. Burada ne oldu; yalnızca üç milyon kanser taraması yaptık ve 120 bin kanser riskli vatandaşımızı hastanemize gönderdik. Bunların 12 bin 286’sı nitekim önemli seviyede kanser yakalandı. Bunlara bakıldığında erken evre yakalama oranımız yakın vakitlerde yüzde 20’lerdeydi. Geçen yıl yüzde 51’di muhtemelen bu oranımız çok daha üst bir noktaya gidecek.
Erken evrede yakalandığı vakit yalnızca 1 Kasım prestijiyle yapılan kanser taramasının insan hayatına dokunan kısmı çok değerli lakin finansal olarak da 5 milyara yakın ülkenin tasarruf ettiğini beyan etmek isterim. Dünyada Amerika’dan sonra en riskli antibiyotik ülkesi Türkiye. 2019 sayılarına nazaran 42 bin kişi antibiyotik direncinden ölüyor. Tahminen ileride kullanacak antibiyotik bulamayacağız. Bu ferdi değil toplumsal bir sorun. Biz antibiyotik oranını yüzde 50 azalttık. Bunu azalttığınızda mortalitenizin artması lazım ancak ikinci basamakta yüzde 11 azaldı. Hastanede yatış süremiz de uzamadı. Yani antibiyotiği azalttığımız için rastgele bir negatif sonuçla karşı karşıya kalmış değiliz.”
MHRS SORUNU YÜZDE 87 ÇÖZÜLMÜŞ!
“MHRS sorunu çok gündeme geldi fakat bu sıkıntılar yüzde 87 azaldı. Şu anda bekleyen insanların yüzde 25’i ‘illa ben bu tabibe muayene olmak istiyorum’ dedikleri için bekliyor. Biz ona sistem olarak rezerv randevu bıraktığında geri dönüyoruz. Düne dair sıkıntıların yüzde 90 oranında çözüldüğü bir süreçle karşı karşıyayız.
Şu anda Ankara’yla Ağrı ortasında nüfus başına tabip farkı 2.1. Bu fark 13 katıydı” tabirlerine yer verdi. Birinci, son olarak yurtdışına giden tabipler için, “Türkiye’den giden hekimler konuşuldu. 2024 yılına 200 doktor gitti 250 doktor Türkiye’ye geri döndü. Türkiye’nin cazibesini kaybettiğine dair değerlendirmeyi takdirlerinize bırakıyorum.”
GÖRÜŞMELER 3 TEMMUZ’DA DEVAM EDECEK
AKP tarafından sıhhat alanında düzenlemeleri içeren 29 unsurluk “Sağlıkla İlgili Kimi Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Kararında Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” görüşmeleri TBMM Sıhhat, Aile, Çalışma ve Toplumsal İşler Komitesi’nde kurul çalışmaları birinci unsurun kabul edilmesinin akabinde sona erdi. Kalan hususların görüşmelerine 3 Temmuz saat 11.00’da devam edilecek.
