Eski Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya hakkında dolandırıcılık iddiası: ‘Referanslı’ tehdit
Eski Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya hakkında yapılan cürüm duyurusu şok tesiri yarattı.
İş insanı Cem Atilla Saygın’ın savına nazaran Çetinkaya, 2020-2023 yılları ortasında kamuoyundaki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından verilen eski vazife unvanını kullanarak Saygın’ın sahibi olduğu şirketle ilgisi olmamasına rağmen yurtdışı merkezli yedi bankayla yapılan muahedelerde gözlemci ve finansal danışman olarak kendisini konumlandırdı.
Söz konusu atanmadan sonra Çetinkaya, eski unvanını kullanarak Saygın’a yakınlaştı. Çetinkaya, kelam konusu yaklaşmanın akabinde Saygın’ın şahsının ve şirketinin varlıklarını yüksek kâr vaadi ile yurtdışı merkezli fonlar üzerinden sistemli bir halde yatırım yapmaya yönlendirdi. Saygın, bu yönlendirmelerle birlikte “emanet” ve “borç” başlığı altında Çetinkaya’nın ferdi hesaplarına 1 milyon 171 bin 500 dolar ve 1 milyon 850 bin lira gönderdi.
‘HİSSELERİ ÜZERİNE ALDI’
İddialara nazaran kuşkulu Çetinkaya, 2023-2025 yılları ortasında “güven kazanmak adına”, Saygın’ın hesabına “kâr kazancı” ismi altında 293 bin dolar gönderdi. Daha sonra ise “fonun Türk lirasına döndüğünü” söyleyerek 12 milyon 322 bin lira daha aktardı.
Söz konusu olayların ışığında Saygın, kuşkulu Çetinkaya’nın dolandırıcılık kabahatinin nitelikli halinden yargılanmasını istedi. Etkin olarak bir portföy şirketinde yüzde 5’lik pay sahibi olan Çetinkaya, “sağladığı inanç ile” Atilla S.’nin şahsına ilişkin 67 milyon 609 bin 820 lira bedelindeki 227 bin 908 adet pay senedini, “artık işler senin üzerinden yürümüyor” diyerek kendi üzerine aldı. Atilla S.’nin tezlerine nazaran Çetinkaya, yüzde 5’lik payını kelam konusu olaydan 3 ay sonra aldı. Bir öbür teze nazaran ise, kuşkulu Çetinkaya, üzerine aldığı paylar sonucunda Saygın’ı bir AVM’ye ortak edeceğini söyledi. Telaffuzlar sonrasında Saygın’dan yine nakit para talep eden Çetinkaya, mağdur olan şahsa rastgele bir tapu, pay yahut kontrat sunmadı. Argümanlar ışıgında olaylar sonrasında Saygın’ın şirketi iflasa sürüklendi ve borç batağına battı.
BATINCA İNTİHARA KALKIŞTI
Saygın, 2025 yılının mayıs ayında “dolandırıldığını” anlayınca Çetinkaya’yı aramaya başladı.
İddialara nazaran Saygın, Çetinkaya’dan “MİT’ten derin ilişkilerim var eski isimlerle çalışıyorum, elçilik aldım, devlet içerisindeyim, üstüme gelirsen başına makûs şeyler gelir” cevaplarını aldı. Saygın, tam bu olayların akabinde ruhsal bir çöküş periyoduna girdi ve intihar teşebbüsünde bulundu. Bu kapsamda Saygın, Çetinkaya’nın “kişiyi intihara yönlendirme” cürmünden da yargılanmasını istedi. Şüphelinin kamu içerisindeki temaslarını şahsına baskı aracı olarak kullanmasından da şikayetçi olan Saygın, olayın ortaya çıkmasının akabinde şirketi hakkında vergi incelemeleri başlatıldığını, bankacılık süreçlerinin aksadığını ve yargı süreçlerinde olağandışı yavaşlamalar yaşandığını savundu.
Çetinkaya’nın halen Merkez Bankası Başkanı gibi davranarak insanları yönlendirdiğini ileri süren iş insanı, yurtdışı fonlar, açıklamasız para hareketleri ve vazifedeyken eriştiği devlet sırrı niteliğindeki bilgilerin kime aktarıldığının belirsizliğini koruduğunu öne sürerek casusluk kuşkusuyla de soruşturma yürütülmesini talep etti.
9 HATADAN YARGILAMA İSTEMİ
Çetinkaya’nın kamu gücünü kullanarak kendisini yaklaşık 100 milyon lira dolandırdığını ve şirketini batırdığını öne süren Saygın, savcılıktan kamu davası açılmasını, şüphelinin tutuklanmasını ve tüm malvarlığına el konulmasını talep etti. Saygın, kuşkulu Murat Çetinkaya’nın “nitelikli dolandırıcılık, itimadı berbata kullanma, misyonu berbata kullanma, tehdit ve hakkın kullanımasını engelleme, kişiyi intihara yönlendirme, resmi unvanın düzmece gayeyle kullanılması, suç amacıyla kurulu yapıya iştirak, devlet sırlarını temin, açıklama, casusluk, nüfuz ticareti” kabahatlerinden yargılanmasını istedi. Bahse ait soruşturmaların başladığı da öğrenildi. Savlarla ilgili Çetinkaya’nın çalıştığı portföy şirketini aradık. Fakat Çetinkaya’dan karşılık alınamadı.
