Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş, başkentte yaptığı çalışmaları ve son gelişmeleri Cumhuriyet’e değerlendirdi: ‘Bir hükümet değişimi görülüyor’

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, bir hükümet değişikliğinin görüldüğünü, Türkiye’de rövanş anlayışının terkedilmesi gerektiğini söyledi. Yavaş, “Çünkü bunun sonu yok. Haksız karar verenlerin hesap vereceği bir sistem kurulabilir. Gücü eline geçiren berbatlığa meylederse bunun sonu gelmeyecek” diye konuştu. CHP lideri Özgür Özel’e yönelik atağın anlık reaksiyon olmadığının ortaya çıktığını kaydeden Yavaş, belediyenin yaptığı çalışmaların temel mantığını, “Harcamamızı, yurttaşın insanca yaşaması için yapıyoruz. Gittiğimiz her yerde artık halktan yana bir iktidar muştusu veriyoruz” formunda açıkladı.

Yavaş, müellifimiz Işık Kansu ve Ankara Temsilcimiz Sertaç Eş’in sorularına şu karşılıkları verdi:

– Siz hukukçusunuz, bu gerginlik nasıl aşılır?

Bir hükümet değişimi görülüyor fakat bu değişimde hiçbir kapris yapmadan, rövanş hukuku olmayacağını belirterek, Türkiye’de parlamenter sisteme dönüp yargı bağımsızlığının sağlanacağını insanlara anlatmamız ve bunu yapmamız lazım.

– Rövanşist olmamak neden kıymetli?

Bunun bir sonu gelmesi lazım. Ülkemiz bunu hak etmiyor. Ben birkaç programda gazetecilerle karşılaştığım vakit şunu söyledim: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Arnavutluk kararı var. Orada kimi yargıçların kasıtlı kararlar verdikleri vakit yargılanabileceklerine dair bir yol açıldı. Haksız tutuklama yapan, haksız karar verenlerin hesap verecekleri bir sistem kurulabilir. Bunu yapmak zorundayız; öteki hiçbir dermanımız yok. Zira gücü eline geçiren berbatlığa meylederse bunun sonu gelmeyecek. Çağdaş ülkelerle düzey fakat bu türlü tamamlanır. İnsanların beğenmediği kanunlar olabilir lakin buna uymak zorundasınız.

– CHP lideri Özel’e yapılan saldırının, partinin yükselişiyle ilişkisi var mı?

Bunun anlık bir reaksiyon olmadığı, bir iki saat öncesinde orada olduğu meydana çıktı. Verdiği tabirde, ‘CHP’den yardım istedim, vermediler’ demesine karşın 9 sefer Şişli Belediyesi’nden yardım aldığı ortaya çıktı. Ve işsiz güçsüz olarak gezen bir insanın hesabından kıymetli sayılabilecek ölçüde para çıktı. Kaç aydır da İstanbul’daymış. Palavra söylediği de bugün ortaya çıktı. Bunun ayrıntılıca araştırılması lazım. Ona nazaran bir şey söylemek mümkün olur.

– Ankara’da çok kapsamlı dayanaklarınız var, yardımlar ne durumda?

72 bin emekliye ulaşıyoruz. Nizamlı olarak aylık 1500 lira, artı doğalgaz yardımı, artı ayda 600 lira “birer kilo et parası” ismi altında para yatırıyoruz. Türkiye’nin de örnek almasını istediğimiz bir uygulama var: Katkı hisselerini ödüyoruz dayanak alan ailelerin. Emeklilerin birçoğu parasızlıktan ilaç alamıyor.  Eczanelerin toplam 300 kadar veresiyesini 3 kez hayırseverlere ödettirdim. Artık artık ona da muhtaçlık kalmadı. Zira herkes veresiye yazdıramaz; utanır, söyleyemez tahminen, eczane yazmayabilir. Bu risk de ortadan kalkıyor. Takviye alan emekli gidiyor, artık istediği üzere ilaç alıyor, katkı hissesini biz ödüyoruz. Bu uygulama Türkiye’nin hiçbir yerinde yok. Devletin yetemediği yerde biz devreye giriyoruz. ‘Görevimiz değil’ deyip kayıtsız kalmıyoruz.

– En düzgün olduğunuz alan tarım ve kırsal kesim galiba?

12 bin taban ücretliyle takviye oluyoruz, ulaşım ve öbür yardımlardan yararlanıyorlar. Kırsal kalkınma takviyelerinde çok yeterliyiz. Fidesini ver, tohumunu ver, gübresini ver, mazot parasını ver, sıvı gübreyi kendimiz imal ediyoruz belediyede, onu veriyoruz falan… Üretim teşvik ediyoruz. Zira besin enflasyonu, dünyadaki en fazla olan ülkelerden biriyiz. Bir yandan üretenler zorluk çekiyor, pazarlayamıyor bir yandan pahalılıktan beşerler eserleri alamıyor. Bunun tek devası, dayanak olup üretmelerini sağlamak. Hiç olmazsa Ankaralıların gıdayı daha ucuza yemesini sağlamak. Bu kapsamda 214 bin aileye ziraî takviye sağlıyoruz.

– Suyun nasıl ucuzladığına ait geçenlerde bir tespitte bulundunuz…

Su, Gökçek periyodunda 1.7 dolardı. Daha sonra Mustafa Tuna gelince onu 1 dolara düşürdü. Biz hâlâ 1 doların çok çok altındayız. ASKİ, evvelden kıymetli su sattığı için Ankara Büyükşehir’in başka yatırımlarını finanse ediyordu. Artık bir de kuraklık tehlikesi var. ASKİ bir toplantı yaptı kuraklığa karşı alınacak önlemlerle ilgili. Onları hayata geçireceğiz. Bu sene yönetim edebiliriz büyük ihtimalle, o denli görünüyor. Doğal yazın ne kadar sıcak olacağını bilmiyoruz. Ancak yağmurun garantisi yok. Seneye de kuraklık yaşasak, çok makus anlar yaşayacağız. Onun için şimdiden önlemler alıyoruz.

– Metroların tüm parasını ödediniz mi?

6 milyar civarında metroların borcunu ödedik. Çayyolu, Batıkent, Keçiören ve Keçiören’in uzatmasının hepsinin borcunu ödedik, bitti şu anda. 6 yılda hepsini tahsil ettiler. Artık 4 yeni metro için başvuruyoruz: Dikmen Metrosu, Keçiören–Ovacık uzatması, Koru’dan Yaşamkent’e, Yaşamkent’ten Bağlıca’ya, Bağlıca’dan da Eryaman’a gidecek sınırların projeleri tamamlandı. Onların, önümüzdeki yılın yatırım programına alınması için yakında hükümete gideceğiz. Ayrıyeten “Tatlar” dediğimiz arıtma tesisi için de Mehmet Şimşek’e gideceğiz. O da çok değerli bir husus.

MAMAK METROSUNUN TEMELİNİ ATIYORUZ

– Yeni metrolar ne vakit biter?

Mamak Metrosu’nun temelini önümüzdeki ay atacağız. Finansı çabucak hemen hazır. Kredisi bulundu, yalnızca oraya uygun biçimde vagonlar alınacak. Biz bizim devrimizde hiç olmazsa hafriyatının bitip de yapılabilmesini çok isteriz. Yani bu periyotta inşallah orası biter. Lakin başkaları için de hazine tahvili çıkaracağız, Bakanlık müsaade verirse. İmkân olursa, onların ihalesine de çıkacağız kendi devrimizde. Zira öbür kurtuluşu yok Ankara’nın.

Her gittiğim yerde, bana kelam verilirse ben onu söylüyorum. Hükümetin bu kadar belediyelerin üzerine gelmesinin bir sebebi var. Belediyelerdeki muvaffakiyet oranı, memnuniyet oranı çok yüksek. 2019 öncesi bizim hakkımızda ‘yardımları kesecek, PKK’lıları sayaç okutacaklar, yardımları kesecek, işten çıkaracak’ diye korkuttular. Bunların hiçbirisi olmadığı üzere, kırsal kalkınma dayanaklarıyla toplumsal yardımlar çok daha insancıl yapılmaya başlayınca bunlara inanılmadığı ikinci seçimde verilen oylarla ortaya çıktı. Seçimlerden evvel ‘Biz olmasak maaş ödeyemezsiniz’ diyorlardı. Bunun bu türlü olmadığı, çok daha halktan yana bir iktidarın geliyor olduğunun muştusunu veriyoruz gittiğimiz yerlerde.