Alerji için 5 yıl süren ‘aşı’ tedavisi önerisi

İzmir Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Dr. Bülent Akkurt, sonbaharın gelişiyle yabani otlardan kaynaklanan polen yoğunluğu olabileceğini ve bu nedenle alerjik hastaların makûs etkilenebileceğini söyledi. Şubat ile haziran ayları ortasında ağaç polenlerinin, mayıs ile temmuz ortasında kısa ot polenlerinin, bu periyotta ise yabani ot polenlerinin ağır olduğuna dikkati çeken Uzm. Dr. Akkurt, alerjisi olan hastaların bu periyotlarda berbat etkilendiğini belirtip, “Alerjik rinit; burun akıntısı ve tıkanıklığı, burun kaşıntısı ve hapşırma üzere çok temel dört belirti ile ortaya çıkar. Natürel ki buna ek olarak beğenilen yaşarma, kaşınma bazen de kulak ve damak içinde kaşıntı üzere şikayetler de olabilir. Hastaların birçok kendilerinde bu semptomları fark edebilir ve bunları fark ettiklerinde alerji uzmanına başvurmaları gerekir. Alerjik rinit hastalarının birçoklarında daima burun kaşıntısı ve akıntısı olduğu ve hastalarda burunlarını üst hakikat sildiği için burun üstünde yatay bir çizgi dahi oluşur” diye konuştu.

‘POLEN YOĞUNLUĞU SAAT 05.00 İLE 10.00 ARASINDA’

Hastada polen kümelerine karşı saptanan bir alerji varsa çoklukla saat 05.00 ile 10.00 ortasında dışarıya çıkmamaları ve camları açmamaları gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Bülent Akkurt, “Sabah saatlerinde polen yoğunluğu pik yaptığı için hastalarımızın bu saatler ortasında meskenlerini havalandırmaması lazım. Konutların en az sabah saat 11.00’den sonra mümkünse akşam saatlerinde havalandırması gerekir. Ayrıyeten otomobille seyahat ediyorlarsa pencereleri açık tutmamaları gerekir. Tekrar hami şapka, gözlük, bazen maske üzere hami tedbirler hasta için çok kıymetli. Pikniğe ya da gezmeye gittikleri vakit meskene dönüşlerinde saç ve elbisede polenler kaldığı için elbiseleri kapıda çıkarıp bir duş aldıktan sonra meskene geçmeleri hastalar için daha güzel olacaktır” sözlerini kullandı.

‘HASTALARININ YÜZDE 30-40’I ASTIMA İLERLİYOR’

İkinci basamağın ilaç tedavisi olduğunu belirten Akkurt, “Bunlar için de temelde alerjik semptomları yok etmeye yönelik olan tabletler ve burun spreyleri üzere tedaviler uygulanır. Lakin bu tedaviler semptomları yok eder, alerjiyi büsbütün ortadan kaldıramazlar. Alerjiyi yok etmek için de alerjen spesifik immünoterapi denilen ve halk lisanında aşı olarak bilinen, yaklaşık 5 yıl süren bir tedavi tekniği vardır. Bu aşı tedavisinin emeli bağışıklık sistemimizi güçlendirip alerjik etkiyi ortadan kaldırmaktır. Bu radikal bir tahlildir. Alerjik rinit hastalarının yüzde 30-40’ında astıma yanlışsız bir gidiş vardır. İmmünoterapi, hem riniti ortadan kaldırır hem de astıma ilerleyişi mahzurlar. Alerjik rinit burun ve boğaz kısmını etkileyen bir hastalık. Lakin tıpta ‘tek hava yolu hastalığı’ dediğimiz bir hipotez vardır; burundan başlayan semptomlar alt teneffüs yollarından akciğere kadar masraf ve orayı da tesirler. Alerjik bir kişi etrafında fazladan sigara dumanı, hava kirliliği üzere çevresel faktörler de bulunuyorsa bu klinik manada berbata gidiş maalesef daha süratli olur” dedi.