AKP’li yönetici yanan konağını belediyeye yaptırmış… Halkın bütçesinden 15 milyon TL harcandı!
Türkiye’deki belediyelerin topladığı emlak vergilerinin yüzde 10’undan oluşan Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Hissesi, mescitler, hanlar, sivil mimari örnekleri üzere tarihî yapıların tamiri için kullanılıyor.
Ancak Kozmik Gazetesi’nden Yusuf Yavuz’un haberine nazaran, Antalya AKP Vilayet Yöneticisi Zihni Kilit, 2018 yılında yanan konağın onarım masraflarını, bu fon üzerinden karşıladı.
Antalya’nın tarihi mahallelerinden Balbey’deki Kilit Konağı, 2019’da Antalya Büyükşehir Belediyesine 18 yıllığına kiralandı. Kira mukavelesine nazaran onarım tümüyle belediye tarafından yapılacaktı. Onarım masrafları, mülk sahibinden alınmadan kamu kaynaklarından karşılandı.
FİRMANIN FAZLADAN ALMAYA ÇALIŞTIĞI PARADAN 3 MİLYON TL KURTARILDI
Restorasyon kararında olduğu üzere, onarım sürecinde de kimi skandallar gün yüzüne çıktı. Buna nazaran proje kapsamında Şura onayı olmamasına karşın hidrolik kireç bazlı enjeksiyon uygulandı. Yüklenici firma 108 ton enjeksiyon yaptığını öne sürerek ödeme istedi. Lakin Anatalya Valiliği ve İstanbul Teknik Üniversitesi uzmanları tarafından hazırlanan teknik raporlarda, bu uygulamanın hem projeye karşıt hem de teknik olarak mümkün olmadığı tespit edildi. Böylece yaklaşık 3 milyon TL’lik ödeme yapılmadı.
7.3 İLE BAŞLANDI 15 MİYON TL’YE DAYANDI
AKP iktidarı periyodunda sıklıkla karşılaştığımız üzere bu ihalede de başlanan para ile iş sürecinde ve sonunda alınan para birebir kalmadığı üzere katlanarak arttı.
7,3 milyon TL’lik bir bütçe ile başlanılan proje, iş artışı ve müddet uzatımı nedeniyle maliyet yaklaşık iki katına çıkarak 14,8 milyon TL’yi buldu. Bu para, direkt kültür varlıkları fonundan karşılandı. Yani Antalya’daki her vergi mükellefinin ödediği emlak vergilerinden kesilen hisse, bu konağa harcandı.
“BELEDİYE BÜTÇESİNDEN DEĞİL, FON BÜTÇESİNDEN”
CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı ise, yapılan ödemenin belediyenin genel bütçesinden değil, valilik tarafından aktarılan kültür fonundan yapıldığını ve bu nedenle “belediyenin parası” sayılmaması gerektiğini savundu.
