Bilim insanları ve çiftçiler, JES’ler için uyardı
Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde Sarıgöl Etraf Derneği ile Ege Etraf ve Kültür Platformu’nun düzenlediği panelde, jeotermal güç santrallarının tarım ve etraf üzerine tesirleri değerlendirildi. Düzenlenen panele EGEÇEP eşsözcüsü İpek Sarıca, bilim kurulu üyeleri Erhan İçöz ve Prof. Dr. Ali Osman Karababa, Çiftçi-Sen Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu ile Prof. Dr. Mustafa Demircioğlu konuşmacı olarak yer aldı. Panelde Sarıgöl Belediye Başkanı Tahsin Akdeniz, Sarıgöl’de etraf örgütleri, ziraat odası ve halkla birlikte jeotermal santrallara müsaade vermemeye kararlı olduklarını belirtti.
ÇEVRESEL MESELELER VAR
Panele katılan bilim insanları jeotermal santralların çevresel tesirlerini, tarıma ve bölge iktisadının en değerli kaynağı olan üzüm üretimine verdiği ziyanı ve insan sıhhati üzerine olumsuz tesirlerini vurguladı. Kimya profesörü Mustafa Demircioğlu yaptığı sunumda güç üretiminde kullanılan yeraltı sularının içerdiği kimyasal ve radyoaktif kirlilik kaynaklarına işaret etti. Pak güç olarak anılan jeotermallerin Türkiye’deki uygulamalarında önemli çevresel sıkıntıların yaşandığını belirten Erhan İçöz, şirketlerin tezlerine karşın pek çok örnekte daha sondajlar sırasında kirletmenin başladığını kaydetti. Bu saptamalar yalnızca jeotermallere karşı çaba eden çevreciler tarafından değil, devlet vazifelileri tarafından yapıldığına dair örnekler paylaştı. Bölgenin temel geçim kaynağının üzüm üreticiliği olduğunu kaydeden Çiftçi-Sen Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu, ekolojik istikrarın bozulmaya başlamasıyla birlikte bunun kaybedilmeye başladığına dikkat çekti. Türk Tabipleri Birliği Merkez Kurulu üyesi halk sıhhati uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, maden ve güç üretimi faaliyetleri sırasında yeraltından çıkan kimyasal ağır metal ve gazların başta kanser olmak üzere pek çok sıhhat meselesine yol açabileceğini belirterek “Türkiye’de kanserle ilgili bilgilerin talep edilmesine rağmen Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanmıyor, bölgesel seviyede datalar olsa madenlerin ve JES’lerin tesirlerinin çok daha net biçimde görülebileceğiz” dedi. EGEÇEP eşsözcüsü Avukat İpek Sarıca, tüm bu maden ve güç faaliyetlerinin temel bir insan hakkı olan sağlıklı bir etrafta yaşama hakkının ihlali olduğunu vurguladı. ÇED süreçleri, tüzel mevzuat ve prosedürler konusunda örnek davalar üzerinden bilgiler aktaran Sarıca, “Dava açma, eksper fiyatları üzere pürüzlerle başlayan, hukuksal süreçler şirketlerin lehine işliyor” dedi
