Türkiye’nin gölleri alarm veriyor: ‘Öldü’ denilen Beyşehir Gölü için acil eylem planı hazırlandı
Türkiye’nin gölleri kuraklık tehdidi altında alarm veriyor. Konya ve Isparta topraklarındaki Beyşehir Gölü’nde su düzeyinin birtakım bölgelerde kıyıdan yaklaşık 300 metre çekildiği tespit edilirken, Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, “Söyleyeceğimiz tek bir şey var, Beyşehir Gölü vefat etmiştir. Tüm Türkiye’nin başı sağ olsun” tabirlerini kullanmıştı.
Bu durum üzerine Tarım ve Orman Bakanlığı, kuraklık tehdidi altındaki göller için hazırladığı acil hareket planını devreye soktu. Plan kapsamında Beyşehir, Akşehir, Eber, Bafa, Burdur, İznik, Seyfe ve Sapanca göllerinde su düzeyi düşüşü, su kalitesinde bozulma ve sazlık alan kayıplarının önlenmesi için kapsamlı önlemler uygulanacak.
UZMANLARDAN KRİTİK UYARILAR
Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas, aksiyon planını kıymetlendirerek göllerdeki en büyük tehdidin denetimsiz su kullanımı olduğunu vurguladı. Ayas, “Beyşehir Gölü ekolojik ve sosyoekonomik açıdan yaşamsal kıymete sahip. Gölün büsbütün kuruması, balıkların, kuşların ve sazlıkların yok olması, genetik çeşitliliğin kaybı demek olur” dedi.
Ayas, hareket planındaki tedbirler ortasında sulama sistemlerinin modernizasyonu, yeraltı suyu kullanımının denetimi, havzalar ortası su transferleri, içme ve kullanma suyu şebekelerinde kayıpların azaltılması, kullanılmış suların yine kullanımı ve su verimliliği projelerinin yer aldığını belirtti.
HAVZALAR ORTASI SU TRANSFERİ VE RİSKLER
Ayas, havzalar ortası su transferi uygulamalarının teknik olarak mümkün olsa da ekolojik riskler barındırdığını söz etti. “Su transferi, farklı tiplerin taşınmasına yol açabilir ve biyolojik çeşitliliği tehdit edebilir. Ayrıyeten suyu alınan havzada da ekolojik bozulmalar yaşanabilir” dedi.
EKOLOJİK ONARIM VE TOPLUMSAL FARKINDALIK
Planın hakikat bir başlangıç olduğunu belirten Ayas, ekolojik onarımın uzun yıllar süreceğini ve muvaffakiyetin finansmana, mahallî idarelerin kararlılığına ve toplumun sahiplenmesine bağlı olduğunu söyledi. Ayrıyeten, göllerin geleceği için kirlilik yükünün azaltılması ve ziraî drenajların denetiminin kritik ehemmiyete sahip olduğunu vurguladı.
Ayas, iklim değişikliğinin göllerde buharlaşmayı artırdığını ve sistemsiz yağışlarla birlikte su düzeylerinin daha da tehdit altında olduğunu hatırlatarak, “Türkiye’nin tüm gölleri için bu planın hayata geçirilmesi artık bir zorunluluk” dedi.
