Bilim insanlarından çarpıcı nüfus açıklaması: İnsanlığın çöküşü beklenenden erken olabilir

Uzun yıllardır insanlık giderek artan bir nüfusla karşı karşıyaydı. Lakin bu büyümenin sonsuza kadar sürmeyeceği zati biliniyordu. Yeni bir araştırma, nüfus artışının tepe noktasına çok daha erken ulaşacağını ve gezegenin sanılandan evvel küçülmeye başlayacağını ortaya koyuyor.

TAHMİN EDİLENDEN ERKEN BİR ZİRVE

Birleşmiş Milletler’e nazaran, dünya nüfusu 2030’da yaklaşık 8.5 milyar, 2050’de ise 9.7 milyara ulaşacak. 2080’lerde 10.4 milyarla tepe yapması, akabinde 2100 civarında azalmaya başlaması bekleniyor.

Ancak Gates Vakfı tarafından finanse edilen ve The Lancet mecmuasında yayımlanan bir çalışma bu öngörülerin fazla optimist olabileceğini savunuyor. Washington Üniversitesi’nin araştırmasına nazaran, dünya nüfusu 21. yüzyılın ortasında doruğa ulaşacak ve 2100 yılına gelindiğinde 8.8 milyara kadar düşecek.

DOĞURGANLIK ALARM VERİYOR

Birleşmiş Milletler’in 2022’de paylaştığı bilgilere nazaran, dünya nüfusunun üçte ikisi, bayan başına doğurganlık oranının 2.1’in altında olduğu ülkelerde yaşıyor. Bu oran, uzun vadede nüfusun sabit kalabilmesi için gereken en az doğurganlık seviyesi olarak kabul ediliyor.

Öte yandan, 2022 ile 2050 ortasında, 61 ülkenin nüfusunun yüzde 1 yahut daha fazla azalacağı öngörülüyor. Bunun temel nedeni olarak düşük doğurganlık düzeyleri ve birtakım durumlarda yüksek göç oranları gösteriliyor.

BM Nüfus Kısmı Yöneticisi Jon Wilmoth’a nazaran, “Daha düşük doğurganlık düzeylerinin onlarca yıl sürmesi halinde, yüzyılın ikinci yarısında global nüfus artışında çok daha önemli bir yavaşlama yaşanabilir.”

YAPAY ZEKA TESİRİ: YENİ BİR DÖNÜM NOKTASI MI?

Araştırmacılar, insan nüfusundaki bu potansiyel düşüşün yalnızca doğurganlıkla hudutlu kalmayabileceğini belirtiyor. İnsanlık, birebir vakitte teknolojik bir dönüm noktasına da yaklaşıyor: yapay zekânın toplumu geri dönülmez halde dönüştüreceği bir çağa.

Üstelik gelecekteki senaryolar, yapay zekânın denetimi ele alması durumunda dünyada kaç insanın yaşayacağına dair radikal soruları da gündeme getiriyor. Kim bilir, tahminen de “robot yöneticilerimiz” fazla kalabalık bir dünyayı istemeyecek…