Koruma altındaki genç kıza taciz iddiası: ‘Kamuoyuna açık şekilde yargılanmalı’
CHP Genel Lider Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Karaman Aile ve Toplumsal Hizmetler Vilayet Müdürlüğü’ne bağlı Başyayla Bakım, Rehabilitasyon ve Aile İstişare Merkezi’nde yaşanan cinsel taciz savlarına ait, Karaman Aile ve Toplumsal Hizmetler Vilayet Müdür Yardımcısı Servet Türegün ile görüştü.
Nazlıaka, görüşmenin akabinde yazılı açıklama yaptı.
İSTİSMARCI KURUM MÜDÜRÜ!
Devlet müdafaası altındaki bir kız çocuğunun, kurum müdürü S.B. tarafından cinsel tacize uğradığı tezinin, sırf ferdi bir sapkınlık değil; çürümüş bir sistemin göstergesi olduğunu belirten Nazlıaka, “Daha da vahimi, Karaman Aile ve Toplumsal Hizmetler Vilayet Müdür Yardımcısı Servet Türegün ile yaptığım görüşmede bu vahşet, ‘zaten çocuk da reşit çıktı’ denilerek yasallaştırılmak istenmiştir. Buradan o müdür yardımcısına ve onun üzere düşünen herkese açıkça sesleniyoruz: Reşit olmak, istismarın mazereti olamaz! Reşit olmak, bir kamu görevlisinin cinsel tacizine maruz kalmayı meşrulaştırmaz! Devletin misyonu, reşit ya da değil; her bireyi, bilhassa de çocukları ve gençleri şiddetten, istismardan ve her çeşitten hak ihlalinden korumaktır” sözlerini kullandı.
“BU BİR TESADÜF DEĞİL, SİSTEMLİ BİR ÇÜRÜMÜŞLÜKTÜR”
Karaman Aile ve Toplumsal Hizmetler Vilayet Müdürlüğü’nün, bu utanç verici olayla birinci sefer gündeme gelmediğini, daha evvel, şehit yakını bir bayan çalışanın, periyodun Vilayet Müdür Yardımcısı İ.K. tarafından tacize uğradığı argümanlarının kamuoyuna yansıdığını hatırlatan Nazlıaka, “Ancak bu kişi yargılanmak yerine ‘zorunlu emeklilikle’ ödüllendirilmiş, dava açılmamış, hesap sorulmamıştı. Tıpkı kurumda ikinci kere bir cinsel taciz hadisesi yaşanmakta, lakin her seferinde üstü örtülmeye çalışılmaktadır. Bu bir tesadüf değil, sistemli bir çürümüşlüktür” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’nin dört bir yanındaki Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı kurumların, son yıllarda çok sayıda emsal olayla gündeme geldiğini söyleyen Aylin Nazlıaka, şunları kaydetti:
“İstanbul’da Aile Bakanlığı’nın muhafazası altındaki, lise çağındaki 5 çocuk çamaşır suyu içerek hayatına son vermeye çalıştı. Niğde Manisiz Hayat ve Rehabilitasyon Merkezi’nde epilepsi hastası engelli çocuk, işçinin darp etmesi sonucu hayatını kaybetti. Sakarya’daki Fatma-Hamit Atay Manisiz Ömür, Bakım, Rehabilitasyon ve Aile İstişare Merkezi’nde kalan 35 yaşındaki otizmli Abdülkerim Musti ihmaller zinciri nedeniyle hayatını yitirdi. İstanbul’da bir engelli bakım merkezinde bipolar his durum bozukluğu nedeniyle tedavi gören bir bayan, argümana nazaran hemşire Ş.D. tarafından gece saatlerinde istismara uğradı. Yalova’da bir çocuk, ağabeyi ve iki kişi tarafından cinsel istismara maruz kalınca bakanlık muhafazası altına alındı lakin müdafaa altındayken tekrar cinsel istismara maruz kaldı.
“İSTİSMARCI, MESLEKTEN MEN EDİLMELİ”
Tüm bu olaylar tekil hadiseler değil, liyakatsizliğin, denetimsizliğin, ihmalkarlığın, siyasi sadakatin ve cinsiyet körlüğünün kurumsallaşmış halidir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ‘aile’ adı altında sistemi aile üzere yönetmeye çalışırken kamusal sorumluluğunu unutmuştur, ‘devlet’ olmanın gereğini yerine getirememektedir. İstismarcı, meslekten men edilmeli ve kamuoyuna açık halde yargılanmalıdır. Ayrıyeten bu kişinin hâlâ esirgeyici aile statüsünde olup olmadığı da derhal açıklanmalıdır. Şayet hâlâ öbür bir çocuğun velayetini taşıyorsa, bu başlı başına bir skandaldır. Bu soruları Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a soruyoruz: Bu şahıs nasıl hem müdür yapılmış hem de kollayıcı aile olabilmiştir? Hangi liyakatle atanmıştır? Daha evvel Karaman Vilayet Müdürlüğü’nde yaşanan öbür taciz olayında açılan disiplin ve ceza soruşturmalarının akıbeti nedir? Türkiye genelindeki Aile Bakanlığı kurumlarında son 10 yılda kaç istismar ve şiddet hadisesi yaşanmıştır? Kaçı isimli sürece taşınmıştır? Çocukların istismardan korunması için neden bağımsız bir kontrol düzeneği kurulmamaktadır? Bakanlık takımlarında kaç yönetici liyakat aslına nazaran değil; siyasal yahut şahsî ilgilerle atanmıştır?
Cumhuriyet Halk Partisi olarak başta bayanlar, çocuklar ve gençler olmak üzere toplumun tüm kırılgan kümelerine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’nın karanlıkta bırakmaya çalıştığı her mevzunun takipçisi olacağız. Devletin emaneti olan bir tek çocuğun bile saçının teline ziyan gelmesini kabul etmiyoruz. Bu ülkenin çocukları, istismarcı bürokratlara, liyakatsiz müdürlere, duyarsız bakanlara teslim edilemez! Bu olayın peşini bırakmayacağız! Yalnızca Karaman’da değil, tüm Türkiye’de kurumların bağımsız kontrolü için gereken her adımı atacağız!”
