CHP’nin ilk hedefi kasımda genel seçim sandığını getirtmek: ‘Yazın talebi yükselteceğiz’
CHP kurmayları, partinin devam eden erken seçim mitinglerinin yaz periyodunda seçim beklentisini daha da yükselteceğini vurguluyor. İktidarı kasımda bir erken seçime zorlama gayesini sürdürdüklerini belirten kurmaylar “Mayıs ortası bütün sandık ve mahalle temsilcilerimizi belirlemiş olacağız. Sandık temsilcilerimiz de yalnızca seçim günü sandıkta duran bireyler olmayacak. Birinci işleri imza kampanyamız için sorumlu oldukları sandıklardaki seçmenlerle yüz yüze görüşmek ve imza istemek olacak. Onları alanda etkin kullanmaya da devam edeceğiz” diyor. CHP’liler toplumsal medyadaki “ara seçim” savlarının da “parti içinde konuşulmadığını” söylüyor.
CHP tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’na özgürlük ve erken seçim için saha çalışmalarını sürdürürken, parti kurmayları birinci gayelerinin yaz devrinde toplumdaki erken seçim beklentisini yükseltmek olduğunu vurguluyor. Kurmaylar bu kapsamda her hafta farklı bir vilayette yapılan mitingleri ve İmamoğlu’nun özgürlüğü ile erken seçim için yürütülen imza kampanyasını işaret ediyor. CHP’nin mayıs ortasında saha çalışmalarını artıracak bir örgüt yapısını hayata geçireceğini vurgulayan kurmaylar “191 bin sandıkta asil ve yedek sandık görevlilerini belirlemiş olacağız. Mayıs ortası bütün sandık ve mahalle temsilcileri belirlenecek. Lakin sandık vazifelileri yalnızca seçim günü çalışacak beşerler olmayacak. Birinci işleri imza kampanyasına el atmak olacak. Her sandık görevlimiz, sorumlu olduğu sandıktaki tüm partilerin seçmenleriyle yüz yüze görüşecek. İmza ve takviye isteyecekler. Yalnızca bununla da kalmayacaklar. Seçim gününe kadar çalışacaklar. Partinin bir aktifliği olduğunda, duyuracağı bir aksiyonu olduğunda tüm seçmenlere ulaştıran mahalle temsilcilerimiz olacak” sözlerini kullandı.
‘ARA SEÇİM KONUŞMADIK’
MECLİS ÇOĞUNLUĞU GEREKİYOR
Milletvekili Seçim Yasası’na nazaran; orta seçim olabilmesi için 30 milletvekilinin istifa etmesi gerekiyor. Fakat vekillerin tek başına istifası kâfi olmuyor. Maddedeki “Boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, orta seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce karar verilir” sözlerine nazaran orta seçimin yapılması için Meclis’in karar alması gerekiyor. Meclis’teki milletvekili çoğunluğu da şu anda Cumhur İttifakı’nın elinde bulunuyor. Yani Cumhur İttifakı takviye vermedikçe CHP orta seçim kararını tek başına alamıyor. Maddedeki bu yükümlülükleri işaret eden birtakım CHP’liler “Parti içinde konuşmasak bile orta seçim istersek bu AKP ve MHP’yi seçime zorlamak için olur. Bizim istifamıza karşın orta seçim istemezlerse, o vakit da yeniden sandıktan kaçmış olurlar” diyor. Birtakım CHP kaynakları ise orta seçim ihtimaliyle ilgili “Anayasa değişikliği üzere tartışmaların olduğu periyotta milletvekili istifalarını konuşmak gerçek olmaz” yorumunu yapıyor. Tekrar yasaya nazaran; yalnızca bir vilayette orta seçime gitmek için o ilin bütün milletvekillerinin istifa etmesi gerekiyor. Lakin tüm milletvekilleri CHP’li olan hiçbir vilayet bulunmuyor.
ÖZEL ‘TUZAK’ DEMİŞTİ
Siyasette “ara seçim” tartışmaları geçen yılın sonbahar periyodunda ve bu yılın başında da konuşulmuştu. CHP lideri Özel, Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanması sonrası toplumsal medyada başlayan “CHP sine-i millete gitsin” davetleriyle ilgili “Sine-i millet erken seçim değil, 90 gün sonra orta seçim demektir. AK Parti ile MHP’nin kurduğu tuzaktır. Bu tuzağa kimse kapılmasın” demişti. Özel, bu senaryo ile Cumhur İttifakı’nın Meclis’te anayasayı değiştirecek çoğunluğu sağlayabileceğini söylemişti. Bunun dışında orta seçim formülü ocak ayında İmamoğlu için gündeme gelmişti. Kimi partililer İmamoğlu’na siyasi yasak getirilmesi ihtimaline karşı bir orta seçimle İmamoğlu’nu milletvekili yapmayı ve bu halde ona dokunulmazlık kazandırmayı önermişti. Bu kapsamda yalnızca Tunceli’deki milletvekillerinin istifa etmesi ve yalnızca Tunceli’de orta seçim yapılması öngörülmüştü. Lakin hem tutuklu Can Atalay’ın tahliye edilmemesi hem de Tunceli’deki iki milletvekilinden birinin DEM Parti’li olması örnek gösterilmiş ve bu senaryo da hayata geçirilmemişti.
