İklim Kanunu teklifine tepki: Gerçek bir İklim Yasası istiyoruz
BOZOĞLU: BU YASA HEPİMİZİN OLMALI
Bozoğlu, AKP’nin süreci sağlıklı yürütemediğini, iştirakçi bir tabanın oluşturulmadığını söz ederek “Doğayı, üretimi ve hayatı savunan herkesin bu maddeyi sahiplenebileceği bir yapı kurulmalı, bu yasa hepimizin” dedi. Teklifte yer alan Emisyon Ticaret Sistemi’ne (ETS) de değinen Bozoğlu, “Bu sistem Avrupa Birliği ile ticari münasebetler açısından stratejik. Lakin yasa teklifinde ETS gereğince net ve şeffaf tanımlanmıyor” dedi.
CANGI: HAZIRLIK SÜRECİ BİLE NİYETİ GÖSTERİYOR
Avukat Arif Ali Cangı ise teklifin hazırlanma sürecindeki şeffaflık eksikliğine dikkat çekti. Cangı, teklifin “iklim değişikliğiyle mücadele” tezinin yeşil büyüme vizyonuna endekslendiğini ve temel maksadın karbon salımını azaltmak değil, karbon ticareti üzere piyasa düzenekleri kurmak olduğunu savunarak “Kömür teşvikleri sürerken bu amaçlar gerçekçi değil” dedi. Cangı, 100’ü aşkın etraf ve iklim hareketinin “Doğayı ve hayatımızı koruyan gerçek bir iklim kanunu istiyoruz!” başlıklı açıklamasını hatırlatarak yeni teklifin bilim insanları ve sivil toplum kuruluşlarının katkısıyla, iştirakçi bir süreçle hazırlanması gerektiğini söyledi.
YÜKSEL: BİLİMSEL VE KAMUSAL FAYDA GÖZ ARKASI EDİLİYOR’
TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası İzmir Vilayet Temsilcisi Ayşegül Akıncı Yüksel de kanun teklifinin, milletlerarası ve yerli sermaye kümelerinin önceliklerine nazaran şekillendirildiğini belirterek “Bu teklifin bilimsel bilgilerden uzak, kamu faydasını gözetmeyen bir anlayışla hazırlandığını düşünüyoruz” dedi. Yüksel, teklifin iklim değişikliğiyle gayretten çok, ticari bir yapı oluşturmayı amaçladığını savunarak “İklim değişikliği üzere önemli bir bahiste doğal süreçlerin korunması temel alınmalıdır. Bu teklif, doğal varlıkların finansallaştırılmasını ve karbon ticaretini temel alarak ekosistemi tehdit eden bir yaklaşım sunuyor. Verimli tarım topraklarının yapılaşmaya açılması, dere yataklarının göz gerisi edilmesi ve meteorolojik bilgilerin planlamalarda dikkate alınmaması, doğal olayların afete dönüşme riskini artırmaktadır. Net sıfır gayesi, fosil yakıtların direkt azaltılması yerine, karbon kredileriyle emisyonların finansal pazarlarda denkleştirilmesini öngörüyor. Bu sistem, atmosferi adeta bir ticaret alanına dönüştürüyor” diye konuştu.
